Birçok ütopik/distopik roman gibi tamamen iyimser/karamsar bir tablonun
çizilmediği bir roman, Mülksüzler. Felsefeden, bilime birçok konuyla
harmanlanmış bir ütopya ve onun öncesinde bırakılan bir Dünya
karşılaştırmalı olarak okura sunulmuş. Ayrıca yayınlandığında da
bilimkurgu dünyası için önemli iki ödülün de sahibi olmuş kitap.
Kitabın ismi orijinalinde The Dispossessed. Yazar burada Dostoyevski'nin
Ecinniler adlı kitabına atıfta bulunmuş. Şöyle ki; Ecinniler'in
İngilizcede karşılığı The Possessed; ruhu (şeytan tarafından) ele
geçirilmiş anlamına gelmekte. Le Guin de buna karşılık Anarşistlerin
ruhu ele geçirilmiş insanlar olmadığı yönünde bir gönderme yapmış. Ki bu
gönderme de çok hoşuma gitti.
Kitapta iki farklı Dünya bulunmakta. Biri anavatan olan Urras. Diğeri de
Odocuların 150 yıl kadar önce göç ettikleri Anarres. Urras'tan göç
etmelerinin nedeni kapitalistlerin/devletçilerin insanları sömürmesi,
kadın-erkek eşitsizliğine dayanan temelleri, özgürlüğün olmadığı bir
gezegen olması. Odo ne yazık ki romanda bir karakter olarak karşımıza
çıkmıyor ama fikirleri her daim okurun önünde duruyor. Odo'nun bir kadın
olması da ayrı bir güzellikti.
Odocular, kendilerine daha mutlu bir dünya kurmak için yanlarına eski
dünyadan hiçbir şey almadan Anarres'e yerleşmişlerdir. Anarresli bir
fizikçi olan Shevek'in kuramını Anarres'in kabul etmemesi üzerine
Urras'a gitmesi ve orada yaşadıkları anlatılıyor. Ayrıca da
Anarres'teyken, Urras'a gitme fikri doğana kadarki geçen zamanda
hayatından bir kesit aktarılıyor yine. Bu gelgitlerle beraber hem
Urras'ın hem de Anarres'in iyi ve kötü yanlarını görüyorsunuz.
Hem ütopyanın (devletin olmadığı bir dünya) hem de öncesinin (devletin
temellerinin fazlasıyla sağlam olduğu bir dünya) bir ara olması ve her
ikisinin de olumlu ve olumsuz yanlarının aktarılması okur için objektif
bir değerlendirme imkanı sunuyor.
Arka Kapak
"Vermediğiniz şeyi alamazsınız, kendinizi
vermeniz gerekir. Devrimi satın alamazsınız. Devrimi yapamazsınız.
Devrim olabilirsiniz ancak."
"Romanım Mülksüzler, kendilerine Odocu diyen küçük bir dünya dolusu
insanı anlatıyor. İsimlerini toplumlarının kurucusu olan Odo'dan
alıyorlar; Odo romandaki olaylardan kuşaklarca önce yaşamış, bu yüzden
olaylara katılmıyor, ya da yalnızca zımnen katılıyor, çünkü bütün
olaylar aslında onunla başlamıştı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder