15 Mayıs 2012 Salı

Kahraman Tazeoğlu - Söz

Altını çize çize okuduğunuz kitaplar vardır. Çok sayfalı kalın kitaplardır bazen bunlar. Günler, haftalar, hatta aylar sürer okuyup bitirmek. Bitirdiğinizde belki size hiçbir şey vermez o kitaplar ve harcadığınız zamana üzülürsünüz... Ama bir bakarsınız ki aklınıza bir çivi gibi mıhlanan altını çizdiğiniz o cümleler hayatınızı değiştirmiş, koca bir romandan kalan altı çizili üç-beş satır size hayatın anlamını öğretmiştir.

Kahraman Tazeoğlu, bu kitabında, yukarıda bahsettiğim altı çizili satırları hayatınızı değiştirecek o cümlelere dönüştürerek, sayfalar dolusu kitaba gerek bırakmadan okumanın rahatlığını sunuyor.

Tazeoğlu, bu kitabında yalnızca yayınlanmış eserlerinden değil, yeni yazmış olduğu aforizmalarından da faydalanıyor.

Her biri birer 'Özlü söz' olan bu cümleler, kiminizin not defterinde, kiminizin duvarında, kiminizin de kişisel iletisinde yerini alacak ve başkalarına ulaşacak. Bu özlü sözlerin, özellikle genç kuşağın kendini ifade ettiği ama artık paylaşılmaktan yüzüne bakılmayan sosyal paylaşım sitelerindeki iletilere ve Internet dünyasına da taze kan getireceğine eminim. Benim gibi düşünenlerse bu cep boy kitabı hep yanında taşıyacak. Belki çantanızda çok yer kaplamayacak ama hayatınızda inanamayacağınız kadar büyük bir yer edeceği kesin.

(Tanıtım Bülteninden)

Aşka Veda - Can Dündar

"Nostaljik bir mazi güzellemesi yapmak istemem," diyor Can Dündar, zindana dönüşen, koyu bir karanlık olan 70'lerdeki ilişkileri anlattığı yazısında: "Ama aşkın ha babam ertelendiği o kanlı karanlıkta bile, en dayanışmacı ve masum yanları saklıydı insanoğlunun..."

"Şimdi bakıyorum da, umursamaz kalabalıklarda metruk bir yalnızlık yaşıyor neslim..."

Aşka Veda, Can Dündar'ın aşka dair yazılarını bir araya getiriyor. Körkütük, sırılsıklam aşkları, özlemi, yalnızlığı, ayrılığı ve terk edilme acısını; "kâh içten içe kabaran kâh gürül gürül çağlayan o deli nehri," anlatıyor.

Siyasetten ve popüler kültürden kadın ve erkeklerin zaman içinde değişen yüzlerine bakıyor. "Söylenmemiş o iki sözcük yüzünden heba olup gitmiş" nesiller ile nihayet kavuşan ama mutsuz mu mutsuz olan günümüz gençliğini karşılaştırıp şiirini kaybeden zamane ilişkileri sorguluyor. Şehvet sevdadan soyunduğunda, Eros okunu kırdığında, piyasa duruma el koyduğunda aşkın nasıl can çekişmeye, körelip çirkinleşmeye başladığını sergiliyor.

Hazsız evliliklerden evliliksiz hazlara, sekssiz aşktan aşksız sekse; ateşten gömleği gönüllü giyenlerden, aşkını kariyerine feda edenlere geçişin izini sürüyor.

Aslında bir türlü veda edemediğimiz, her daim ihtimal dahilinde olan aşkı anlatıyor Can Dündar, Aşka Veda'da.

Ve olası bir sevda kuraklığı tehlikesine karşı, okurları uyarıyor...


Can Yayınları

MESNEVİ’DEN HİKMETLER & SİNAN YAĞMUR

“Bildiğin, öğrendiğin ezberse ve hayatın da canlı değilse sen de canlı kalamazsın. Hayatını değiştirerek, hikmet dolu bilgileri öğren, gerisi beynini yoran tozdur.
Aynada bir şekil görürsün hani, senin şeklindir o, aynanın değil. İyi düşünmek için güzel görmek gerek. Güzel görmenin yolu gönül aynasını bulandırmamaktır.
Her şey değerince tartılır. Kuşu yemi ile tartmıyorsan insanı da kılığı kıyafeti ile tartma! İnsan gönüldür. Onu güzel davranışlar ve yaptığı iyiliklerle gör.
Akıllı birinden gelen cefa, bilgisizlerin vefasından iyidir…”
Öyleyse oku!

Yayınevi: Destek Yayınevi