Çevirmen:Saadet Özen
Arka Kapak
Hastalarına
hayat vermeye çalışırken kendini hasta yatağında derin komada bulan
acil servis doktoru Lauren, yaşam ile ölüm arasında sessiz bir
mücadeleye girer. Annesi bile farkında değildir bu mücadelenin, servisin
bölüm şefi olan hocası ise çoktan fişin çekilmesinden yanadır. Lauren
“kendini” hastanede bırakıp sesine karşılık aramaya başlar, ulaşamadığı
yer yoktur ama hiç kimse farkında değildir varlığının/yokluğunun… Ve bir
gün, artık başkasının oturduğu dairesinde yakalanır. İlk kez görülür,
duyulur olmuştur… Annesinin evini kiraladığı Arthur, genç ve çok
başarılı bir mimardır. Banyo dolabında Lauren’ı bulmasını, önce yakın
dostu ve ortağı Paul’ün bir sürprizi olarak düşünür. Ancak Lauren’ın bir
süredir gözlemlediği Arthur’la ilgili anlattıkları onu ikna eder ve
Lauren’ın var olma savaşına o da katılır…
Marc Levy’nin sinemaya da
uyarlanan bu çoksatar kitabı (ki sinemalarımızda Cennet Gibi adıyla
gösterildi), daha ilk sayfalarından başlayarak okuru kendine bağlıyor.
Her ânı bu sevimli ikiliyle birlikte yaşıyor, duygulanıyor, çaresizliğe
düşüyor, umutlanıyor, umutlarını yitiriyor ve büyüklere yazılmış bu
masal için “keşke gerçek olsa” diyorsunuz…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder